| |
Anadolu'da öyle yatırlar vardır ki, etrafındaki her şey değişse de o yatır bulunduğu yerde kalır; hiç kimse ona dokunamaz. İşte Hasan Baba da böyledir. Önceleri Ekin Pazarı'nda, daha sonra Hasan Baba Çarşısı adı verilen arastada ve son olarak da aynı yerde inşa edilen modern işhanındaki yerini korumuş, bugüne kadar yeri değiştirilmemiştir. Kabri hakkında pek çok efsane anlatılan bu Hasan Baba kimdir?
>M.Yasa ile H.Korkut, Şakayık-ı Numaniye'den naklen Hasan Baba hakkında bilgi verirlerken, şu hususları aktarırlar:
"Bursa'da medfun Emir Buhari hazretleriyle münasebet tesis etmiştir. Emir Sultan vefat edeceği zaman yanındaki muhipleri irşat için makamlarına birini tavsiye veya tayin etmesini söylediler. Bunun üzerine Emir Sultan Hazretleri buyururlar:
"Öldüğüm zaman sırra vakıf olan filan kimseyi bulursunuz. İşte ancak o zatın vereceği cevaba bağlıdır. Bunun üzerine Sultan'ın tarif ettiği şahsı bulup, arzularını söylerler, kabul etmesi için ricada bulunurlar: İlk defa bunu reddeden Hasan Baba, Emir Sultan'ın vasiyetini söylediklerinde kabul eder ve sırra vakıf olduğunu göstermek için ve diğerlerinin arzusu ile şöyle buyururlar:
Onlara "semaya bakınız," buyurdular. OI taife dahi çeşm-i zahir ile savb u semaya nazar idüp
dide-yi batınla arş-ı muallaya teveccüh eylediklerinde Emir Sultan ile hocası Hasan'ı bir yerde cülus eylemiş gördüler. Bu vaka üzerine Hasan Baba'nın halifeliğe layık birisi olduğu anlaşılır"
Büyük veli Emir Sultan'ın halifesi olduğunu böylece öğrendiğimiz Hasan Baba'nın fevkalade dindar ve alim birisi olduğunu söylemeye bilmem gerek var mıdır? O, şimdi kabrinin bulunduğu ve o zamanlar Arap Hanı'nın bir odası olan yerde yaşadığı için "Öldüğüm zaman beni buraya gömersiniz" diye vasiyet etmiş, öldükten sonra da bu vasiyeti yerine getirilmiş. Hasan Baba'nın halife olmadan önce Zağnos Paşa Camii'nin helalarını temizlediği de söylenmektedir. Münzevi bir hayat sürmesine rağmen son derece alim bir zat olduğu, ilimizde Ayak Dedesi adıyla bilinen yatırın sahibi Şeyh Semseddin Efendi'nin müridi olduğu da bilinmektedir.
Bu tarihi bilgilerin yanı sıra Hasan Baba hakkında pek çok efsane ve inanış da vardır. Bunlardan en önemlisi kabrinin yerinin değiştirilemeyişi hakkında anlatılanlardır. 1932 yılında Hasan Baba'nın kabrinin bulunduğu yer bir mezarlıkmış. Belediye buraya bir hal yaptırmak istemiş. Fakat yatıra kimse el sürememiştir. Hatta belediye bir ameleye mezarı kaldırması için talimat vermiş. Fakat amele mezarın başına geldiği vakit, her tarafını bir titreme alıp, kazayı kabre vuramamış. Gece ise Hasan Baba, amelenin rüyasına girmiş. Bizim son yıllarda derlediğimiz bir efsaneye göre ise Hasan Baba'nın kabrinin yeri belirsizmiş. Bir asker bir gün yemek için karpuz ile peynir alıp bir ağacın dibine oturmuş. Yemeğini yedikten sonra kalkmak istemiş, ancak bir türlü yerinden doğrulamamış. Etrafına toplanan insanların yardımına rağmen asker bir türlü yerinden kalkamamış. Sonunda halktan birisi:
"Karpuzun kabuklarını temizle!" demiş. Ancak temizlik yapıldıktan sonra asker kalkabilmiş. Bu olaydan sonra burada Hasan Baba'nın kabri olduğu anlaşılmış. Ondan sonra buraya yerden bir iki metre yükseklikte, beyaz sıvalı, üst tarafı yeşil renkli sanduka şekilli bir kabir yapılmış.
|
|